Düş Ertesi Güncesi'ne Devam...

İstanbul.


Başka şehirlerde de düşler var şüphe yok. Ya sihir?

Boğaziçi kıyısı boyunca ilerledik. Trafiğin ritmsizliğine karşı müziğin ritmi. Düşüncelerin karmaşıklığının karşısında yaşamanın kaosu. Yetişmek zorunda olduğumuz tek şey “iyi şeylerin gerçeğe dönüşmesi.” Doğru zaman: zamanın durması. Doğru yer: biz neredeysek… Nargilenin dumanından rakı masasına, oradan şarap gibi-rüya gibi- eski günlere. Uyku suskunluğumuzun devamı/Rüyalar geceyi gündüze bağlayan köprü…

Bir teknede katetmek Boğaziçi’ni. Köprüden ışıklar içinde geçmek. Düşlerimizin bir ucundan bir ucuna… Bir kütüphanede kitaplara dair tesadüfler yakalamak. Sohbetler. Karanlık kahveler. Kahve renkli sözcükler. Balkonunda düşler kurulmuş bir café’den akşamın hüznü fotoğrafları. Kahve karanlığında sohbetler…

İstanbul.

Düşlerle kaplanmış şehir.

Batıklar. Saklılar. Mahzenler. Zindanlar. Tapınaklar…

Bir yudum kahveden arda kalan…

Düş ertesi güncesi’ne devam…

Yorumlar